8 Mart 2016 Salı

"İyi ki KADINIM!!" - Çıtama Kuvvet :)

Size bu 8 Mart'ta acı ama son derece gerçek bir hikaye anlatmaya karar verdim.
Neden her iki lafımdan birinde "İYİ Kİ KADINIM" diyorum? onu biraz açayım dedim...
Haydi başlayalım o zaman;

"Eskiden bu ülkede kadın olmak daha kolaydı.
Çünkü kadınlar sadece evde oturur, yemeğini yapar, cocuklarına bakarlardı.
Kadın çalışıyorsa bir de evliyse acınırdı eskiden, eşi eve ekmek getiremiyor da ondan çalışıyor denirdi.
Zaten kadın bekarken çalışıyor idiyse bile evlenince evinin kadını çocuklarının anası olurdu.

Bir zaman sonra kadın sadece evde olmak istemedi, önüne bir çıta koydu.
Önce universite okumaya, sonra calışmaya başladı.
Kadın bundan keyif alıyordu.
Çalışıyor, kendi kazandığını gönlünün istediği gibi harcıyor, geziyor eğleniyordu.
YAŞASIN ÖZGÜRLÜK! ( MÜ? )

Çalışan kadın artık, daha çok calışıyor ve yüksekliyordu.
Birçok şirkette önce orta kademe, sonra üst kademelerde yönetici kadın olmaya başladı.
Ama tabi ki bu, okumuş ve mevki sahibi olmuş kadına yetmedi.
Gözünü bir başka çıtaya dikti.

Artık hem evinde, hem de işinde başarılı bir kadın olmalıydı.
Etrafında, kadın ruhundan anlayan kendisi gibi başarılı, hem zarif hem güçlü adaylara bakındı.
Bulan buldu, bulamayan da bir şekilde mantığına ya da gönlüne uyduğunu düşündüğü bir seçim yapıp, evleniverdi.
Artık evlenen, başarılı kadın gündüzleri toplantıdan toplantıya koştururken artık akşam ne yenmeli, marketten neler alınacak, iş çıkışı git al, eve gel, akşam yemegini hazırla, eşinin gömlekleri, pantalonları temiz mi, ütülü mü? Yıka, as, topla, ütüle, kaldır.... bla bla bla.. türünden şeyleri de yapıyordu.
Ama çalışan ve evli kadın artık daha mutluydu. Yatağı sıcaktı.
Saatlerce hiç durmadan ev ile iş arasında çift vardiya koşturmak ona vız geliyordu. Ne de olsa elini tutacak ona destek olacak bir el vardı.
( PEKİ HİÇ ACIMADAN KALKAN ELLER? )

Bu arada zaman da ilerliyordu. Hem evli hem çalışan bu başarılı kadın
"bebek de yaparim kariyer de " diye bağırmaya başladı...
Tabi aynı zamanda kadın, hem hamile hem de güzel olmak istiyordu. Çünkü evde ki huzuru kaybolsun eşini kaybetsin istemezdi.
( KADIN KADININ KURDU MU OLMUŞTU? )

.. Sonunda mutlu gun gelip çattı. Artık çalışan ve evli kadın, bir de çocuklu olmuştu.
Artık ANNEYDİ. 3-4 aylık izinden sonra öldürücü diyetlerle zayıflayarak incecik bir şekilde işbaşı yapmıştı.
Ve KADIN; Başarılı bir yönetici, iyi bir eş ve anne olarak 24 saat çalışıyordu.
Çocuk büyüdükçe, sırf çocuğuyla daha fazla vakit geçirebilmek için tatil günlerini de çocuğuna ayırmaya başlamıştı.
( SADECE KENDİSİ İÇİN NE YAPIYORDU? )

Ama tabi evli mutlu çocuklu kadına bu da yetmedi hem çalışıyor, hem iyi bir eş olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapıyordu da, dünyanın geri kalanı için ne yapıyordu yahu?
Doğası gereği hayvanlara, doğaya, yardıma muhtaç çocuklara, kadınlara duyarlıydı.
Onlar için de bir şeyler yapmalıydı. Derneklere, sivil toplum kuruluşlarına üye oldu, yeri geldi öncülük yaptı.

Yetmedi, tüm bu zamanlar içinde KADIN yeri geldi kendini unuttu, yakıldı, yıkıldı, dövüldü, ezildi, kullanıldı, aldatıldı, aşağılandı ama hiç durmadı hep çıtasını yukarıya taşıdı..

Peki acaba KADIN bu süreçlerden geçerken ERKEK mi ne yaptı?.
Bu süreç içerisinde erkek çıtasını hiç yükseltmedi. ( Hep tv izliyor, bira içiyor ve maça gidiyordu...)
Ayrıca çıtasını alçaltan bir sürü erkek ise bu kadınların önünü kesmek için, bulunduğu her yerde
fiziksel, psikolojik, ekonomik, sosyal vb. şiddete başvurdu.

Sonuç olarak; Tarih boyunca, erkekler kadınların hiç gelişmemelerini beklerken, kadınlar erkeklerin bir gün gelişmelerini bekledi durdu...
Ama kadınlar sürekli değişir ve gelişirken, erkekler hiç değişmedi ve gelişmedi....."

Hikaye de aslında burda sona ermedi.. (çıtayı unutmayalım :D )
Kutlu Olsun 8 MART
Kutlu Olsun EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder