20 Temmuz 2017 Perşembe

RIP - HARUN KOLÇAK-Korkuyorum (1991)

Sanki tüm orkestra susmuş, herkes sislere karışmış. Dünya baş aşağı ve derin sarhoş !!!
. . . .

Reelde karşılıklı hiç bir paylaşımda bulunmadığım, sadece şarkılarıyla kalbime dokunan,
kafasının içindeki o 'ince' ile benim kafamı etkileyen birinin sonsuz mekanına gidişinin beni bu kadar derinden sarsması....
Sanırım 90'lara dair zihnimde oluşturduğu güzel anılar ve o an ki çocukluğuma rağmen o duygu yoğunluğunu bana hissettirdiği için..
Sonsuz Teşekkür Ederim🙏🏽
. . . .

Benim en sevdiğim şarkılarından biri Aşkın Nur Yengi ile söylediğiniz Bile Bile idi.
(Ama en sevdiğim şarkın ilk kez 1996'da dinlediğim 'Müptelayım Sana' dır. NET!!!)
iki yıl önce YouTube'da bu şarkının altına yorum yazmıştım.


Şimdi hissettiklerimi tarif bile edemiyorum.
Neden gözyaşlarımı bir türlü durduramıyorum ve boğazım düğüm düğüm diye düşünüyorum dün geceden beri...
Belkide ikimiz de hiç bir uyuşturucuya, sigaraya, alkole vb. kafa dağıtıcı hiç bir maddeye ihtiyaç duymadan aynı kafaya sahip olabildiğimiz için yakın hissettiğim biriydin. Bu yüzden sanki bir sırdaşı kaybettim gibi oldum......... Bir de sanki çocukluğumdan bir parçayı söküp aldılar elimden........
. . . .

Hep 'anı yaşayın' derdin.
Şu an da senin için IŞIKLAR REHBERİN!
Her zaman olduğu gibi... Sadece şekil değiştirdi..
Klişelerin de dediği gibi;
Dünyada bir eksik, Cennette bir fazla.
. . . .

Ve ben, şu an, tam da bir başka en sevdiğim şarkında dediğin gibi, KORKUYORUM !
!!!

14 Haziran 2017 Çarşamba

HEMDEM !

Bazen bazı yazdıklarımı geri almak istiyorum.
Silmek !
Ama sonra varlık sebebim aklıma geliyor, vazgeçiyorum.
Yazılar da zaman gibi..
O sebepten, geri alınmamalı !
Şimdi tüm mesele bu mu diyorum ?
Beynimin içinde minik karıncalar varmışta hep bir ağızdan besleniyorlarmış gibi hissettiren.
Uyuşturan ??
Değil tabi ki.
Aslında tüm mesele kendim gibi emin olduğum sesindeki özlemi duyamamak.
Çünkü, ben özledim, çok muazzam hem de.
Ve ayrıca biliyorum ki; biz seninle birbirine paralel iki çizgi gibiyiz.
Ne kadar yaklaşsak ta asla birleşemiyoruz.
Ve biz seninle hiçbir şeyi bir araya da getiremiyoruz.
Hatta daha beter dağılıp uzaklaşıyoruz birbirimizden.
Yine de bir cüret, korkmuyorum.
Çünkü, vazgeçmiyorum.  (bu konuda oldukça aptalım hatta )
Olduralım derken öldürüyor muyum ?
Ve tam da şu an duygularıma çok daha iyi tercüman, bir ok gibi, Mesnevi'den  geliyor;

| ney gibi hem bir zehir, hem bir tiryak,
ney gibi hem bir hemdem, hem bir müştak |
         

26 Mayıs 2017 Cuma

Benzememelisin

İnsanlar çift yaratılmamalı Tanrım !
Senin işine karışıyor gibi oldum sanki ?
Olmasın Lütfen !
Ama en azından benden sonrakiler bu duyguyu bilmesin.
Birinden tam kurtulamamışken, hem aynısı, hem daha imkansızıyla sınanmasın kimse.
Bu bana yaptığın Tanrımmm...
Tamam tamam isyan etmiyorum da..
Yine de böylesi bir işkence !?
Peki peki, başım üstüne.
Hayır, bari bu kadar aynı olmasaydı keşke diyor insan şimdi..
Sesi.. duruşu.. gülüşü.. bakışı.. burcu bile..
Off diyorum o saçları !!!!
Hatta bazen kokusu bile aynı gibi geliyor ki......
Tam orada anı durdurmak istiyorum bee.
Biraz daha içime çekmek.
Bir o kadar da, hatta ondan bile imkansız oluşuna ne demeli.. ?
İşte orada da zamanı geri almak istiyorum.
Çok geri alıp, imkanlı olduğu ana gitmek, orada, "ben geldim" demek..
Bunu daha önce konuşmuştuk di'mi Tanrım ?
Tabi ki her şey geçici.
Evet. Sarılsak belki geçecek....
Yine de benzemeseydi keşke diyorum.
Ve Neşat Ertaş çalıyor.
Şimdi herkes içine açılsın !!!!





11 Mart 2017 Cumartesi

Nisan Çiçekleri...

Yine Nisan geliyor, bak Mart 11 oldu bile..
Ve yine her şeyi kontrol etmeye çalışıyorum,
çünkü her şeyi bilirsem şaşırmam diyorum.
Ne büyük saçmalık..
Kontrol ?
Cidden ! 
Aksine, kontrol edilemezliğine sırılsıklam aşığım.
Kıskançlık ?
Bir insan evladının kıskançlık hakkını tek seferde kullanmasından bahsediyorum.
Keşfetmek ?
Sıfır tecrübeyle birbirimizi tanıyıp, hatmedip, birbirimizin ağzına sıçtık bile.
Ne hoş .
Lakin daralıyorum.
Geçsek şu proses işlerini..
Kaybetmek ?
Şahane kaybettik.
Yani birileriyle birlikte olunca bir takım riskler de alıyorsun.
Eşantiyon veriyorlar. "Kaybetme Riski"
Ama biliyor musunuz 
Ben kaybetmeyi göze almadığım kimseyle birlikte olmamıştım.
Ve sonra dedim ki; 
"Seninle kaybetmeyi yeğlerim. Başkalarıyla kazanmak yerine,
seni kaybedebilirim, bunu yapabilirim."
Şahane yaptım.
Pişmanlık ?
Pişman değilim !
Sadede mi geleyim ?
Nisan gelebilir. Nisan çiçeklerini severim...


27 Şubat 2017 Pazartesi

Büyü de benim, Büyücü de !


Hayatta her şey çok belirsiz…
O yüzden bu yazı da burada dursun sevgilim.
Ve sen belirsizlikten nefffret edersin.
Yine de seni şaşırtmayı ve belirsizliğe götürmeyi seviyorum.
Ve bunu çok net, son derece dürüst, artı samimi davranarak yapıyorum.
Böylelikle durumları her yönüyle incelemeyi öğrenmiş olacaksın sevgilim..
Sana tapınmayı öğreteceğim şaşırdıklarına..
Benden kaçıp istediğin uyuşturucu maddeye bulaşabilirsin..
Ve/veya her türlü rahatlama yöntemlerini deneyebilirsin.
Ama hiç biri içindeki huzursuzluğu yok edemeyecek..
Ve benim sana vadettiğim şevkati veremeyecek.
Melankolik beyin karışıklığının ve iç huzursuzluğunun başlangıcı benimle irtibatı kaybettiğin andır.
Bunu kendine yapma sevgilim !
Sana doğru yolu göstereceğim,
Aslında tüm kalbinle bildiğin ama ittiğin.
Benim yönüme ve yöntemlerime güvenmeyi bir gün elbet öğreneceksin.
Çünkü bileceksin, ben bütün şifacıları tanıyorum,
Seni delirtebilecek ve yine de iyileştirebilecek..
Sonunda hepsinin ben olduğumu, bileceksin. 😉
BüYü de benim, BüYüCü de SEVGİLİM! ✨