3 Aralık 2014 Çarşamba

Magic Birthday :)

Bence hepimiz birbirimizin hikâyesiyiz şu dünyada.. 
Şu yaşıma kadar da etrafımda ki herkes kendi hikayelerinde bir yerlere koydu beni, tıpkı benim yaptığım gibi..
Bazılarının kötü kalpli cadısı oldum, bazılarının iyilik perisi. 
Bazılarına ulaşılmaz ülkenin kraliçesiydim, 
bazılarınınsa düşmanlara karşı birlikte savaş verdiği yol arkadaşı. 
Birilerinin Gönlünün Efendisi de oldum illa ki..
Zannımca yol bayaa bi devam edecek gibi duruyor. 
(Lakin Rabbim bilir.)
Gönül ister ki hayatlarına bir şekilde dokunduğum kişilerle iyi bir hikayemiz olsun. 
Gerçek geriye kalandır, geriye de güçlü şeyler kalsın..
Birbirimizin insan kalan yanı olalım. Hissedebildiğimize dair bir iz... 
Vel hasılı kelam İyi ki DOĞMUŞUM<3 
İyi dilekler için kalpten TEŞEKKÜRLER.. 
Vee Sizler de İyi ki varsınız hikayemin sakinleri, kahramanları, cüceleri, perileri + kötü kalpli ucubeleri.. 
Var olunuz :* 

Ve işte tam da bu yazıya yaraşır, son günlerde dinlemekten kendimi alamadığım Oi Va Voi 'den
müthiş bir müzik ziyafeti ile sonlandırıyorum bu yazıyı, 
iyi dinlemeler.. uçuyormuş gibi hissediniz... ;)

http://www.youtube.com/watch?v=RBOnhocChCE

17 Mayıs 2014 Cumartesi

Senin de Aklın ve Kalbin Soma'da ise!!!

İyi bir insan özyıkım gibi kötü bir şey yaşadığında dünya da bunun bir etkisi olmalı, birileri bunun farkında olmalı, birileri üzülmeli diye düşünürüm hep..
Soma' da ki o madende bir sürü iyi insan, çok ama çok büyük bir yıkım yaşadı, bir etkisi olmayacağını düşünenleri aklım almıyor. Bu düpedüz cinayet!!
Bende isyan ediyorum, dayanamıyorum, sessiz kalamazsın diyorum kendime kaç gündür. Hatta ben pek küfür bilmem, öyle beddua etmeyi de sevmem, fakat bu olaylar sonucunda bildiğim tüm küfürler, tüm beddualar tükenince yenilerini ürettim itinayla..
Her şeye rağmen şunu da biliyorum ki bazı insanların hayatta ki tek dayanak noktaları ödün vermemek üzerine kuruludur. Bu iktidardaki tipler ve körü körüne onun peşinden giden zihniyetin durumu da bu bence..
Böyle insanlarla karşı karşıyaysanız yapabileceğiniz pek fazla bir şey yoktur. İletişim kuramazsınız. Ne söylesen sağır, ne göstersen kördür bunlar. Ne yapsan, onu yıkacak bir yol bulurlar.
Aklı selim, vicdanı hür herkese önerim, şu an için yapılacak en iyi şey aklınızı, sınırlarınızı, inancınızı ve sahip olduğunuz değerlerinizi korumak üzerine odaklanmanızdır.
Senin de aklın ve kalbin Soma'da ise bil ve inan ki, elbet bu yaşanan acıların bir rövanşı, bir geri dönüşü olacaktır onlara.!!

23 Şubat 2014 Pazar

Cidden Siz Hangi Bağın Üzümüsünüz Kuzum?

Kendi hayatlarında bir konuma sahip olamamış, kendilerine ait bir çevre, bir kitle oluşturamamış, hatta bir baltaya sap olamamış insanların benim ormanım da ağaçlık taslamaya çalışmalarını hayretle izliyorum son zamanlarda...

Başka birisinin hayatını yaşamaya çalışmak zor olmuyor mu acaba? Neden bir insan kendi hayatını kurmak, düzene sokmak, yada sadece yaşamak varken başka birinin yerinde olmak ister ki?
Cidden siz hangi bağın üzümüsünüz kuzum?

Her bir tarafta yudum yudum biriktirdiğim şeyleri, hiç düşünmeden çarpıp döken, bir de üstüne kendininmiş gibi doldurmaya devam eden, ama hala yetinmeyip benim dikkatimi çekmeye çalışan öz güven yoksunu insancıklar var. Evet, farkındayım.
Biliyorum ne yapmaya çalıştığınızı..
Her şeyin farkında olmak ağır bir cezadır. Buna rağmen bugün artık kimse ölümcül hakikatlerden ölmüyor, çok fazla panzehir var kuzum. Ben gerçeklerden, gerçek olmaktan korkmuyorum! Sizde korkmayınız lütfen!

Ve bu arada, bence bazılarınız zirvede ki vadinin son görüntüsünü de "yaşadığım güzel günler" dosyasında saklamalısınız artık.. Hızlı bir düşüşe geçtiniz, çakılmanız ise an meselesi..
Şimdi bunu istediğiniz şekilde yorabilir, yorumlayabilirsiniz. Ben anlatmak istediğimi tam hedefine gönderdim zira..

Zirvede mutluluklar kuzukelebeklerimm... :)

26 Ocak 2014 Pazar

GÜNÜ YAŞA!

Aaahhh! Dün, son hızla gelen bir nakliye kamyonunun çarpması gibi bir etkiyle bir şey fark ettim.
Neyi fark ettim biliyor musunuz?
Ben HAREKET olmadan yaşayamıyorum!!!
Kalabalığı, curcunayı seviyorum.. Vay canına! Resmen haz alıyorum..
En sakin anımda bile, küçük bedenimi dinlendirirken bile düşüncelerim hareket halinde..
Düşünsenize, son derece iki zıt ruhsal durumun bir bedende toplandığı bir bünyesin;
Ayakta kalabilmek için durmamalısın.
Durursan sendelersin, dengeni kaybedersin.
Düşmemek için HAREKET ŞART!
(Yaw hep bir yerlerde bir şeyleri atlıyorum hissini yaşardım fakat çözümleyemezdim görüyon mu? Normal olmadığımı tabi ki biliyorum.)
Ve böylece anladım ki, organize gurup aktiviteleri de bana göre değil.
Organize olamıyorum çünkü.. :D
Bununla birlikte spontane gelişen grup aktivitelerinde hiç sorun yaşamıyorum, vallahi çok relaxım..
İyiyim yani, eğlencenin tadına varıyorum.
Günü yaşıyorum..
Demek bu zamana kadar düzenlediğim ve
düzenlemeye çalıştığım organizasyonlarda yaşadığım onca stres bundanmış.
Kontrol manyaklığım da bundan bence..
Her şeyi boş verin de hayat kısa be..
Artık ben doyumun ertelenmeden yaşanmasının sıkı bir savunucusuyum.
Neymiş efenimmm GÜNÜ YAŞA!

Extra Not : "BAĞIRAN BÜYÜK HARFLER" kullanmayı da çok seviyorum :)